Sayfalar

10 Şubat 2017 Cuma

Giriş metnim!

Ne yazsam diye düşünürken öncelikle facebook sayfamda yazdıklarımı buraya yavaştan çekerim diyorum, akabilinde diyorum ki yavaştan yavaşa artık bir iyi kullanıcı bloggercı olayım, böyle bir tanımlama var mıdır acaba BLOGGERCI yoksa ben mi uydurdum gene her daim yaptığım gibi yeni kelimeler hatta yeni iş grupları oluşturduğum gibi.

Peki bu sayfanın bir faydası bana ne olabilir, RAHATLAMA!
Evet rahatlama, yazdıkça rahatlayan bir insanım, konuştukça rahatlarım lakin konuşma iki taraflı belki birçok kişinin de katılımını sağladığı için cümlelerim yazarken dahi farklı konulara gittiği için konuşma esnasından düşünün ki bu kaç dala bölünüyor ve konu nereden başlayıp nereye gittiğinin farkına bile varmada bazen bakmışsınız ki geyik muhabbeti dediğimiz cancağzıma yazık bir hayvanın yakıştırmasını yapıyoruz boş bir sohbete gitmiş bazen ise dolu dolu birbirimize kattığımız sohbetler lakin yazışma öyle değil işte ki ben şuan olduğu gibi konuştuğum gibi yani sanki birisi karşımda var oturmuş sessiz ve cevap verme hakkı hiç olmadan konuşan bir kişi gibi sürekli yazı dilinde konuşuyorum...

Evet bu hoşuma gidiyor seviyorum yazmayı yazdıklarımı düşünmeyi de seviyorum hatta yazarken insan düşünür mü evet konuşurken düşünemez belki çünkü o anda sürekli kafasında bir şey aktığı için bilginin akışı, ama yazarken bir duraklama yapıp daha net ve daha sakince deyinlemesine yazabiliyorsun. Bu yazma dilini seviyorum.

Ama bir huyum var yazdıklarımı sadece bir kez geri dönüp okuyup gönder tuşuna basıyorum, yorumlar üzerine hatalı yazdığım kelimeler veya cümle düşükleri varsa düzeltiyorum. Sonuçta ben bir Türkçeyi iyi kullanan kişi değilim.

Ki dil haznemde çok fazla kelime dahi olsa onları aksedemiyorum, bakin aksetmek onun tam anlamı tam olarak nedin bilmiyorum ama yazımda kullanmak istedim yani düşünmeden bilinçsizcene... Ve en büyük sıkıntım ise bir harf eksik yaşıyorum yaşamak demişken onunla ilgili demin birkaç saat önce facebookta bir yazı yazdım ilk önce facebooktan o yazımı çeksem aslında beni eğer ki takip etmek isteyenler olursa yazdıklarımı okurken önce anlamayı tercih etmeleri gerektiklerini bilirler. Çünkü ben bi R özürlüsüyüm. Evet özürlü olmak bir sakatlık anlamında olamaz demi? Bu anlayışı öncelikle silmek lazım, özürlüyüm çünkü konuşamıyorum, çünkü yazamıyorum. Tam olarak bildiğim kelimeler haricinde bilemediğim hatta az kullandığım hatta bazen beynimin oyunu olarak çok iyi bildiğim kelimeleri dahi yanlış yazabiliyorum.

İşte ben buyum arkadaşlar,
stresimi atmak için yazacağım
kafamda oluşan sıkıntılar için yazacağım
yazacağı çünkü yazmak hoşuma gidiyor...

Çok kitap yazdım lakin kendi kitabımı hiç yazmadım, belki hiç de yazamıyacağım ama belki bir gün bu blog sayfamdaki o kadar değerli ve anlamlı yazılar yazarım ki bir Derleme veya Deneme kitabı olarak bir baskı çıkartabilirim. Bilmem olabilir mi? Zaman gösterecek...

Hayırlı geceler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder